Turkcell Süper Liginde son haftalara girilirken heyecan katsayısı artmaya devam ediyor. Genelde görmeye alıştığımız tek takımın ligi domine ettiği sezonlar artık çok uzaklarda kaldı. Şampiyonluk için 4 takım da birkaç puan arayla sıralanıyorlar.
Öncelikle Galatasaray'dan bahsetmek istiyorum. Lige bomba transferlerle ve birçok kesim tarafından tartışmasız en iyi kadroyu kurduğu belirtilen takım şu anda liderin 7 puan gerisine düşmüş durumda. Her ne kadar başlarındaki hoca kaliteli ve kariyerli olsa da Türkiye'de geçmişte de görüldüğü gibi sadece bunun yeterli olmadığı görülmektedir. Her Türk takımı önemli maçlar öncesi kamp yapmaya alışmıştır. Yoksa futbolcular maçlara zihinsel olarak yeterli derecede hazır olmamaktadır. Galatasaray'ın hocasının da kamp yapma prensibi olmadığı için sezon başından beri bu uygulamayı yapmamıştır. Yabancı oyuncuları ne kadar iyi olursa olsun Türk oyuncularla olan uyumu Galatasaray'ın başarıya ulaşmasında en etkili unsurdu ancak bunu çok iyi gerçekleştiremediler. Son haftalarda da Fenerbahçe ve Sivas maçlarından sonra matematiksel olarak hala şansları olsa da zihinsel olarak artık hedef olarak Şampiyonlar Ligine katılabilmeyi görüyorlar.
Beşiktaş'a baktığımızda ise sezon başı son derece kötü sonuçlar almasına rağmen Mustafa Denizli tecrübesini ve Türk futbolunu ne kadar iyi tanıdığını bizlere göstererek Beşiktaş'ı şampiyonluk potasında tutmaya devam ediyor. Hesabına göre artık puan kaybına tahammülleri yok ancak Fenerbahçe maçı olmamak şartıyla bir beraberliğin de Beşiktaş'a yetebileceğini düşünüyorum. Bu hafta Trabzonspor'u yenmeleri ise derbiye daha fazla özgüvenli çıkmalarını sağlayacaktır. Ancak, Fenerbahçe'ye yenildikleri anda isterlerse Trabzonspor maçından 3 puan almış olsunlar, nafile. Bir daha toparlayamazlar diye düşünüyorum.
Fenerbahçe ise deplasmanda ezeli rakibini sıkıcı ama akıllı bir futbolla yenmesini geçen hafta Kayserispor galibiyetini de ekleyerek taçlandırdı ve bu haftayı aç yapmadan 3 puanla kapatacak olması da takımın bir anda seri yapmasını sağladı. Ligde 5 maçtır kalesinde gol görmemesi de Daum'un artık açık futboldan vazgeçip Bilica ve Lugano'yu çakılı oynatarak kontra atak riskini sıfıra indirmesinden kaynaklanıyor. Moraller üst seviyede ve Türkiye Kupası yarı finalinde ilk maçın verdiği avantajlı sonucunu kullanarak Manisaspor'u derbi öncesi eleyerek derbiye moralli çıkmayı istiyor. Fenerbahçe'nin şampiyonluk formülü çok basit. Beşiktaş'ı haftaya yenmeli ve yarıştan kopartması lazım. Yani her şampiyon olduğu sene yaptığı gibi kendi işini başkalarına bırakmaması gerekiyor. Bursaspor'un ise zorlu Beşiktaş, Galatasaray ve Gençlerbirliği maçlarındaki olması muhtemel puan kaybını bekleyecek.
Son olarak da ligin lideri Bursaspor'a geçelim. Ertuğrul Sağlam'ın futbol bilgisini, üzerinde başkan ve taraftar baskısı olmadan sergilediği bir yerde neler yaptığını izlemekteyiz. Bursa gibi bir futbol şehrinin çok daha bu yerlerde bulunması gerektiğine inanıyorum. Geçen seneki Sivasspor'un aksine Bursaspor, futbolun göze hoş gelen tarafını yansıtarak buralara kadar gelmişlerdir. Beşiktaş ve Fenerbahçe'yi deplasmanda, Galatasaray'ı da kendi evlerinde yenmişlerdir. Olası ikili averajda bu 3 büyük takıma da üstünlük sağlayan bir liderdir. Ancak, son haftalarda oynayacakları zorlu maçlar ve cezalı oyuncuları onları bu rüyadan uyandırmaya yetecek midir göreceğiz. Şampiyonluğa şehir olarak hazırlar. Bursa'da boyacıların yeşil-beyaz boya stoklarının tükendiğini okudum bir haberde. Bursa'nın bu mücadelesini gören Türk kamuoyu da şimdiden onları şampiyon ilan etmeye başlamışlardır. Bu kritik noktada ayaklarının yere basması onları gerçek zafere götürecektir.
Sonuç olarak, her hafta heyecanla izlenecek ve sonuçlarıyla tekrar tekrar hesap kitap yapmaya başlayacağımız maçlar geldi. Bir Fenerbahçeli olarak bu hafta kendi takımım açısından rahatım ama rakiplerin maçlarını da aynı heyecanla izleyeceğim.
Şampiyonu "futbol topu"nun belirlemesi dileğiyle...