3 Mayıs 2010 Pazartesi

Badminton

Badminton sporunun tarihi belki de çoğu insanın hiç ummadığı şekilde bundan 3000 yıl önceye dayandığını biliyor muyuz? Arkeologlar Hindistan'da yaptığı kazılar sonucunda kayalara işlenmiş olan badmintona özgü "tüylü top" resimlerine ulaşmışlardır. Bu durum ise çoğumuz için yabancı olan bu sporun ne kadar eski olduğunu göstermektedir. Biraz daha yakın tarihe bakacak olursak göreceğiz ki bu spor 1100 yıl önce Çin'de, daha sonraları tekrar Hindistan'da görülmüştür. Japonya'da bu oyuna "oybane" adını vermişler, anlamı ise uçan tüy, uçan leylek demekmiş.
Asya'dan Avrupa topraklarına bu oyunun geçişi 13. yüzyılın sonlarında Marco Polo tarafından sağlanmıştır. Fransa bu oyuna "je volan" (tüytop), Almanya ve Avusturya da "federball" adını vermiştir. Bu oyunun günümüzdeki ismini alması ise 1872 yılında Londra'ya 100 km yakınlıkta bulunan Badminton kasabasının dükü, Hindistan seyahatlerinde gördüğü bu oyunu kasabaya getirmiş ve hızla yayılmaya başlayan oyun kısa sürede tüm ülkede oynanır hale gelmiştir. İngilizler her zaman olduğu gibi parmaklarını bir olaya en son ama  en etkili şekilde dokundurup bu oyunun kurallarını bile belirlemişlerdir!
Türkiye'de ise badminton'un federasyonun kurulması 1991 senesinde gerçekleşmiştir. Badminton'un olmazsa olmazları ise: Tüytop, badminton raketi, aşağıda gördüğünüz ebatlardaki saha ve filedir. Tekli ve çiftler şeklinde oynanabilen oyun tenis kadar hız ve dayanıklılık istemeyen ancak onun kadar eğlenceli olan bir spordur.
Bu sporu bloguma taşımaya dün izlediğim bir spor programında karar verdim. Beykoz Belediyesinin düzenlediği badminton turnuvasının açılışına giden Telegol ekibi gece o görüntüleri gösterdi ve ardından Ahmet Çakar ciddi bir şekilde bu oyunun Türkiye'de daha da yaygınlaşması gerektiğinden söz etti. Laf arasında değindiği bir nokta ise benim tüm bunları yazmama iten en büyük etken. O etken de bu sporun cezaevlerinde mahkumlar için kullanılıp kullanılamayacağı durumudur. Binlerce metrekareye yapılan büyük açık cezaevlerinin bahçelerinde yukarıda ebatlarını gördüğünüz bir badminton sahası yapılıp isteyen mahkumların bu sporu yapmaları sağlanabilir diye düşünüyorum. Bunu düşünürken aynı zamanda biliyorum ki bu fikrin çürütülmesi için bir çok neden (yasalarca) bulunup bu fikir tamamen yok olabilir ancak cezaevlerinin bir görevi de mahkumları rehabilite etmek ise Badminton sporu bir seçenek olarak yetkililerin kafalarının bir köşesinde bulunması gerekir diye düşünmekteyim. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder